Geçmiş, Şimdi ve Geleceği ile Kiefer Sutherland
Kiefer Sutherland hakkında bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm. 21 Aralık 1966 doğumlu Kiefer Sutherland hakkında ilk projeden son projesine kadar olan bütün yapımlarını yazmaya karar verdim. Kiefer’ı 2020'de tesadüf eseri denk gelip izlediğim The Lost Boys (1987) filmi ile keşfetmiştim. Karizmatik ve aynı zamanda kötü bir vampir olan David karakterini canlandırıyordu. Sonra ne olduysa kafamı başka filmlerle meşgul etmiştim. 2020 ile gelen film izleme alışkanlığıma 2021'de de devam etmek istiyordum. Maksat kıyıda köşede kalmış filmleri bulup hem keşfe çıkacak, hem de birçok filmlerle ve bu filmlerde oynayan aktör ve aktrislerle tanışacaktım.
2021'in ilk haftası çok nefis filmler çıkmıştı karşıma. Yine tesadüf eseri nasıl olduysa karşıma Flatliners (1990) adında bir film çıktı. Hatırlıyorum, gece yarısı izlemiştim bu filmi. Joel Schumacher yönetmenliğinde, başrollerde Kiefer Sutherland, Julia Roberts, William Baldwin, Oliver Platt ve Kevin Bacon yer alıyordu.
Filmi izledikten sonra etkisinden çıkamamıştım. Kiefer’ın hayat verdiği Nelson Wright karakterinin “today is a good day to die” (“bugün ölmek için güzel bir gün”) repliği hafızamda büyük bir yer edinmesiyle birlikte Kiefer’dan çok etkilenmiştim. Kiefer Sutherland’in filmlerini büyük merak ediyordum ve harika zamanlar geçireceğimden adım gibi emindim. Hayatım çok kötü gidiyordu ve Kiefer’ın karşıma çıkmasıyla bir şeyleri yoluna koymaya çalışmıştım. İyi ki de yapmışım. 2021, benim için Kiefer Sutherland filmlerini ve dizilerini izlemekle geçti. Bu kadar çok hırs ve bunun üzerine izlediğim filmlerden sonra şuna karar verdim ki, Kiefer Sutherland benim en çok ama en çok sevdiğim aktör. Yere göğe kadar sığdıramayacak kadar her yapımını çok seviyorum. 2020'den bu yana olan film izleme alışkanlığım hayatıma Kiefer’ın girmesi bana verilen bir ödül gibi.
Kiefer Sutherland, 1983–1990
Kiefer Sutherland’in filmleri ve dizilerine geçmeden önce, bilgileri film posterleriyle, IMDb puanlarıyla ve kendi öz yorumlarımla paylaşacağım. Bazı yapımların çıkış senesi, IMDb ve Letterboxd fark gösterebilir. Hazırsanız başlayalım.
Max Dugan Returns (1983) IMDb 6.6.
Filmin konusu, İngilizce öğretmeni bekar bir anne Nora'nın hayatı, çocukken kendisini terk eden babasının hayatına girmesiyle altüst olması üzerine. Herbert Rosss yönetmenliğindeki Max Dugan Returns, başrollerini Marha Mason, Donald Sutherland ve Jason Robards paylaşıyor. Kiefer Sutherland, Bill karakteriyle sadece 5 dakika arz-ı endam ediyor. Babası Donald Sutherland'in yer aldığı bu filmde ufak ufak boy göstermeyi başarıyor neyse ki.
Biraz nostalji keyfi yaşatan müthiş bir 80’ler filmi. Max’in kızı Nora ve torunu Michael arasındaki ilişkinin gelişimini izlemek epey eğlenceliydi. Hayatımız çöktüğünde hepimize bir Max Dugan şart…
The Bay Boy (1984) IMDb 6.3
1930 Cape Breton’dan geçen The Bay Boy filmi, kömür madenciliği topluluğunda yaşayan genç Donald Campbell’in kendini hayatı düşünürken bulması ve kasabada tanık olduğu bir cinayetin kendisine musallat olması üzerine aktarılıyor. Kiefer Sutherland’in başrolde yer aldığı ilk film. Bebek yüzlü, bu filmde o kadar tatlı ki, her şeyin nasıl başladığını görmek için kesinlikle izlenmeli. Liv Ullmann’ın kaliteli performansı da görülmeye değer aynı zamanda. İyi yazılmış bir senaryoya sahip. Filmdeki dramın ağır olmasını engellemek adına araya yerleştirilmiş neşeli anlar sizi epey eskilere götürüyor. Kiefer’ın hayat verdiği Donald karakterinin başına gelmeyen kalmıyor film boyunca. Cinayet, eşcinsel, heteroseksüel ilişkiler, bekaret kaybı ve ilk aşk… Kiefer’da beni çeken o ses tonu, bu filmde bambaşka bir boyut kazandırdı.
The Brotherhood of Justice (1986) IMDb 5.5
Suçla mücadele için kanunsuz bir grup kuran lise öğrencilerinin hayatını anlatan bir film. 80’lerin gençlik hikayesi ile harmanlanmış bir Keanu Reeves ve Kiefer Sutherland filmi. Başrol kısmında Kiefer Sutherland’in adı yazsa da filmde toplasan yarım saat görünmemiştir bile. Buradan hayal kırıklığına uğradım zaten. Filmdeki diyaloglar resmen yavaş tempolu olmasını sağlamış. Bitsin diye filmin süresini kontrol ettim devamlı. Adaleti sağlamak için yola çıkılan bir kanunsuzun işleniş teması başta güzel gitse de, filmdeki kötü diyaloglardan dolayı epey zaman kaybı yarattı. Kiefer, Keanu ve diğer oyuncuların gençlik hallerinin sinemaya yansıması elbette güzel zamanlar.
Trapped in Silence (1986) IMDb 6.9
Sessiz ve saldırgan genç Kevin hakkında zorlayıcı bir dram. Marsha Mason ve Kiefer Sutherland hayatımın şahane iş çıkardığı muhteşem bir film. Kiefer’ın hayat verdiği seçici mutizmi olup travma geçirmiş genç Kevin ve Kevin ile çalışan psikolog Jennifer karakteriyle izlediğimiz Marsha Mason yer alıyor. İlginç bir hikayesi var ve sonuna doğru olaylar başka bir boyuta geçiyor. Jennifer’ın Kevin’ı pizzacıya getirdiği sahne inanılmaz. Dram filmlerden hoşlananlara tavsiye edebilirim.
Stand by Me (1986) IMDb 8.1
Kaç yaşında olduğunuz hiç önemli değil. Sımsıcak bir film. Arkadaşlık ve yol filmlerin en iyisi hatta. Beğendiğim klasik filmlerin arasına giren Stand by Me filminde Kiefer Sutherland’in canlandırdığı Ace Merrill karakteri hafif çatlak ve çocuklara korku salan çete lideri. Yine de tatlılar tabii.
At Close Range (1986) IMDb 7.0
Sean Penn ve Christopher Walken’ın başrolünü paylaştığı At Close Range, kadronun gençlik hallerini görebileceğimiz bir film. Konusu ve işleyiş biçimi mükemmel olsa da yer yer sıkıldığım ve ileriye sardığım sahneler çok oldu. Klasiklere saygıyla derken Kiefer Sutherland, Tim rolünde sadece birkaç dakika görünüyor.
Crazy Moon (1987) IMDb 6.4
Acayip tatlı bir Kiefer Sutherland filmi. Film; tatlı tuhaflık, romantizm ve müzikle besleniyor. Günümüzün sıkıcı aşk filmlerinden oldukça farklı ve bu beni filmi sonuna kadar izlememe sebebiyet verdi. Kiefer’ın gençlik zamanlarındaki o sevimli halini çok seviyorum. Hayaller gerçekleştirebilir, yeter ki istensin.
Promised Land (1987) IMDb 5.7
Meg Ryan, Kiefer Sutherland, Jason Gedrick ve Tracy Pollan başrolünü paylaştığı Promised Land, dram bir film. Yavaş tempolu sahneleri mevcut ve bazı kısımlarını atlayarak izlemiştim. Kiefer’ın oyunculuğu muazzamdı ama diğer karakterler filmde çok cansız kalmış. Pek keyif alamadım. Sonu da hüzünlü bitmişti zaten.
The Killing Time (1987) IMDb 5.4
Kiefer Sutherland’in The Stranger’ına kalbimi verip geri alamadım. Katile aşık olmak bu olsa gerek temalı suç filmi. Brau Bridges, Michael Madsen ve Camelia Kath gibi isimler de yer alıyor.
The Lost Boys (1987) IMDb 7.3
“sleep all day, party all night, never grow old, never die. It’s fun to be a vampire”
Aklım almıyor, şahane bir gençlik filmi. Oyunculuk ve film içerisinde işlenmiş her şey ilk izlediğim gibi beni mest etti. Eğlenceli, bir o kadar komik, buram buram 80’ler esintisini yakalamak mümkün Film ile ilgili karşıma görsel ve post çıkınca o kadar çok mutlu oluyorum ki, insanların bu film ile alâkalı güzel yorumlarını günümüzde görüyor olmak harika bir duygu. Kiefer’ın 70+ üzeri bütün yapımlarının hepsini izlemiş olmam da benim için çok güzel bir deneyim. Bu sene kendisine karşı öyle bir hayranlık besledim ki, kendisinin yer aldığı bütün film ve dizilerinin hepsini büyük bir keyif ve sabırla takip etmeye çalıştım. Sonucundan memnunun çünkü Kiefer Sutherland benim en sevdiğim aktör olmayı başardı. Bu film de benim başıma gelmiş en nefis detaylardan birisi.
PS: R.I.P Joel Schumacher
Kiefer ve Jason’ın yıllar sonra bir araya geldiği bu özel programda Lost Boys hakkında röportaj verdiği videoya bakabilirsiniz. Kiefer ve Jason’ın aynı zamanda çok yakın arkadaş olduklarını belirteyim.
Bright Ligths, Big City (1988) IMDb 5.7
Michael J. Fox başrollü Bright Lights, Big City, New York’ta yaşayan hayal kırıklığına uğramış genç yazar Jamie’nin, ölen annesinin ve ayrı yaşadığı karısının anılarını engellemek için uyuşturucuya ve içkiye yönelmesini anlatan sevimli bir dram filmi. Kiefer Sutherland, Tad Allagash rolüyle Jamie’nin içki arkadaşı. Yazar Jamie’nin çılgın partilerle süslenmiş büyük kentin aldatıcı hızına ayak uydurması ve akabinde gerçekleşen 80’lerin nefis şarkılarını duymak da ekstra keyif verdi tabii ki.
Young Guns (1988) IMDb 6.9
1988 yapımlı izlemesi en keyifli muhteşem bir western filmi. Aksiyonu bol bol vermişler. Kadronun gençlik hallerini izlemek neşeme neşe kattı. Duyguyu ve mizahı çok iyi harmanlamayı başaran ender filmler vardır ve bu film de onlardan biri.
1969 (1988) IMDb 5.8
1969, o kadar güzel bir film ki, savaş yıllarına dair çok güzel mesajlar veren, çok kaliteli müzikler ve oyuncularla dolu bu yapımın pek bilinmemesi üzücü. Robert Downey, Jr. ile Kiefer Sutherland’i 1969 dışında başka bir filmde buluşturamamışlar mı merak ettim. Tek bir film iki nefis isim başka yapımda görememek ayıp olmuş biraz. Hatta birazı ne bayağı ayıp. 1988 çıkışlı film tabii o zaman bebek suratlılar ama isimleri yeter bir kere. Bu filmi izlerken aile birliğinin önemini çok iyi anlayacaksınız.
Renegades (1989) IMDb 5.4
Aksiyon, gerilim, macera hepsi bu filmde. Aşırı zevk aldığım Kiefer Sutherland ve Lou Diamond Philips filmi. IMDb puanı 5.4 ama daha üstünde olmalıymış diye düşünüyorum. Film, gizli görevde olan polis Buster McHenry’nin bulaşmak zorunda kaldığı soygun sonrası başına gelenler anlatılıyor.
Kiefer Sutherland, 1990–2000
Young Guns 2 (1990) IMDb 6.5
İlk filminden çok daha fazla western havası yakalandığını düşündüğüm Young Guns 2 filmi iyi bir vakit geçirmek için izlenebilir. Müzik seçimleri bu filmde oldukça ses getiriyor.
Chicago Joe and the Showgirl (1990) IMDb 5.0
Şimdiye kadar izlediğim en yavaş, en sinir bozucu ve en sıkıcı bir filmdi. İlk 40 dakikada acayip sıkıldığımı belirtmem gerekiyor. Oyunculuklar gerçekten müthiş olsa bile olağanüstü bir performansa şahit olamadım. Bilmiyorum, filmde ters giden bir şeyler vardı ve bu kadar sıkılacağımı düşünmemiştim. En azından gerçek bir hikaye belki bu yönden sevebilirim. Filmin konusu Londra’daki Amerikalı bir askerin, İngiliz kız arkadaşına karşı bir Amerikan gangsteri gibi davranarak etkilemeye karar vermesi ve bu durumdan kısa bir süre sonra ölümcül bir hal almasını anlatıyor. Kiefer Sutherland ve Emily Llyod başrollerini paylaşıyor.
Flatliners (1990) IMDb 6.6
Joel Schumacher’ın sinemasına bayılıyorum. Hayatıma farklı bir yön veren Flatliners, Kiefer Sutherland denilince herkesin akıllara bu filmi gelmesi çok önemli bir detay. Bu yıl ikinci kez izlemiş bulundum. En sevdiğim filmlerden biridir Flatliners. Ocak’ın ilk haftası izlemiş, izledikten bir gün sonra hayatımda yolunda gitmeyen bir şeylerin üzerine o gün kendim için hiç iyi şeyler düşünmemiştim. Neyse ki bu filmle birlikte büyük bir Kiefer Sutherland hayranı oldum ve o günden sonra hayatımda birkaç şey iyi gitmeye başladı. Epey gerildim ve finalinde birazcık duygulanmış olabilirim. Ben de ölümden sonrasını merak ediyorum. Işıkları kapatmak mı oluyor, nedir? Herkes geçmişinde bir şey saklarmış. Önemli olan bunun telafisini farklı yollarla sağlamak.
PS: Michael Douglas, filmin yapımcılarından biridir ve bu sebeple film büyük bir önem taşıyor. Kiefer Sutherland, filmdeki başrol arkadaşı Julia Roberts ile bu filmden sonra bir süre ilişki yaşamış, bununla birlikte kısa bir aralığına nişanlanmış ve sonrasında ayrılmışlardır. Kevin Bacon’ın yer aldığı hem Tremors hem de birçok nice filmi ile birlikte Flatliners’daki performansı çok başarılı.
The Nutcracker Prince (1990) IMDb 6.9
Kiefer Sutherland, elbette animasyon filmlerine de atıldı ve bu filmde fındıkkıran prensini canlandırıyor.
Flashback (1990) IMDb 6.2
Dennis Hopper ve Kiefer Sutherland’in başrolünü paylaştığı Flashback, müziklerle harmanlanan ve beni bolca güldüren bir film. Dennis Hopper’ın performansı kusursuz olmakla birlikte Kiefer Sutherland hayatımın gençlik haliyle bol bol döktürdüğü, izlemesi en eğlenceli olan bu filmi izlemeniz için şansınız var.
R.I.P Dennis Hopper
Article 99 (1992) IMDb 6.1
Article 99 filmi, bürokratik engellerden dolayı zor koşullarda çalışmak zorunda bırakılan ve zor durumda olan hastalara karşı doktorların hastanede verdiği mücadele anlatılıyor. Kiefer Sutherland, bıyıklı halindeki stajyer doktor rolüyle ne kadar mükemmel ise Ray Liotta’nın film boyunca gözlerimi alamadığım karizmatik doktorluğunu sergilediği yapım. Kesinlikle izlemeye değer. Forest Whitaker filmde yer alan isimlerden.
Twin Peaks: Fire Walk with Me (1992) IMDb 7.3
Aklımı esir alan böyle bir gerilim filmi izlediğimi hatırlamıyorum herhalde. Kadroda da yok yok yani… Mädchen Amick mi dersin, Chris Isaak, Kiefer Sutherland, David Bowie’den tut yönetip oynayan David Lynch bile görünüyor filmde. Sheryl Lee, ah!
Kiefer, Sam Stanley karakterine hayat verdi.
A Few Good Men ( 1992) IMDb 7.7
Sakin kafayla izlenilmesi gereken bir film. Güçlü oyuncu kadrosunun yanı sıra diyaloglarla beyninizi zorlayacak, akabinde işitilen her cümle iyice düşünmeye sebep olacaktır. Öyle bir film. Mahkeme salonu tabiri içerisinden çıkmış en nefis film. İzlemeye değer. Ayrıca bu filmin kadrosu sizi ölüme götürebilir. Zengin isimlere sahip bir kadrosu var.
Last Light ( 1993) IMDb 6.4
Yıldız aktörüm Kiefer Sutherland‘in yönetmenliğe de atılarak oynadığı, yanına Forest Whitaker ve Clancy Brown’ı alıp harika iş çıkardıkları muazzam bir film. Az oyuncunun yer alması ve filmin odağını iyi hale getirilmesi beni çok etkiledi. İdam gibi sahneleri izlemek modumu epey düşürüyor. Last Light, diğer hapishane filmlerin yanında biraz daha derin bir hikayeye sahip. Müzikler Jude Cole’dan, soundtrack’ine kesinlikle göz atılmalı.
The Three Musketeers (1993) IMDb 6.4
Keyifli zaman geçirmek ve eski dönemin havasını yakalamak için ideal bir film. Üç silahşör, iyi adamların tezahürat yapmaya değer olduğu ve kötü adamların kötü adamlardan başka bir şey olmadığını anlatarak büyük macerasını görselliğiyle özetliyor.
The Vanishing (1993) IMDb 6.3
Filmin son kısımlarına kadar olay nasıl sonuçlanacak çatlıyorsunuz. Oyunculukların gayet başarılı olduğu, izlerken geren ve merak ettiren bir film. Kiefer Sutherland, Jeff Bridges, Nancy Travis ve Sandra Bullock başrollerini paylaşıyor.
The Cowboy Way (1994) IMDb 5.9
Kiefer Sutherland’in oynadığı western filmlerinin hayranı oldum. İzlemeye değer çünkü çok eğlenceli anları var. Filmden büyük bir şey beklenmesin, her sahnede deli gibi kahkaha attırdı bu film bana. Kiefer’a eşlik eden Woody Harrelson da rolünün büyük hakkını vermiş.
Teresa’s Tattoo (1994) IMDb 4.4
Komedi filmi olmasına rağmen zerre kadar keyif alamamıştım bu filmi izlerken. Lou Diamond Phillps ve Kiefer Sutherland, 1–2 sahne görünerek arz-ı endam ediyorlar.
Fallen Angels: Love and Blood (1995) IMDb 6.5
30 dakikalık Fallen Angels’ın Love and Blood adlı bölüm, Kiefer Sutherland yönetip oynamış femme fatale rolündeki Mädchen Amick ile birlikte. 1995 yapım. İlgi çekici bir hikayesi var.
Kiefer Sutherland’in yer aldığı ve sadece 1 ila 6 dakika arasında göründüğü iki adet filmlerini aşağıya bırakıyorum.
Hourglass (1995) IMDb 3.5
Duke of Groove (1995) IMDb 5.8
Eye for an Eye (1996) IMDb 6.2
Sinir stres içerisinde izlediğim, gerçek hayattan alınma gündelik durumları yansıtan incelemesiyle izlenmeye değer olduğunu düşündüğüm bir film. Filmdeki olayların yanı sıra 90’lar havasını yakalamanız da mümkün. Sally Field, Kiefer Sutherland ve Ed Harris’in kaliteli performansı görülmeye değer. Kiefer özellikle bu imajı ile Metallica solisti James Hetfield’a fena halde benzemekte. Kötü adam rollerinin Kiefer’a yakıştığını da söylemeliyim.
Freeway (1996) IMDb 6.8
Freeway, her ne kadar suç filmi olsa da bazı sahnelerde aşırı güldüm diyebileceğim, kendini seyrettiren ve ters köşe niteliğinde izlemesi en eğlenceli Kiefer Sutherland ve Reese Witherspoon filmi. İyi bir vakit geçirmek için izlenebilir. Ah bu gençlik…
A Time to Kill (1996) IMDb 7.5
Joel Schumacher filmi olan A Time To Kill… O kadar memnun kaldım ki, filmin müthiş kadrosundan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Elli çeşit etik değerlerin sorgulandığı film. Özellikle son sahnelere doğru verilen yoğun duyguya siz de ağlayarak eşlik ediyorsunuz. Zengin oyuncu kadrosuna kesinlikle göz atmalısınız. Kiefer bu filmde kesinlikle kötü bir adam.
The Last Days of Frankie the Fly (1996) IMDb 5.4
Keyifli vakit geçirmek için izlenir ama bazı kısımlarda oldukça sıkıldığımı söylemeliyim. Müzikle beslenen bir film olmasının yanı sıra Dennis Hopper ve Kiefer Sutherland’in sahnelerini oldukça komik buldum. Olay örgüsü tuhaf ama izlettiriyor bir şekilde. Daryl Hannah ve Michael Madsen filmdeki diğer isimler.
Armitage III: Poly Matrix (1997) IMDb 6.9
Animasyonundan çok konusu ilgi çekici olmasıyla birlikte kendini izlettiriyor. İlk saat aksiyon ve gizem ile doluydu ve olayların sonu son yarım saatinde gizliydi. Genel olarak özetlemek zor ama şunu söylemem gerekirse, bu evrendeki her şeyi Kiefer Sutherland seslendirse bıkmadan sonuna kadar dinlerim. Bu bir gerçek. Onun sesinin yer aldığı her iş benim için özel.
Truth or Consequences, N.M. (1997) IMDb 6.3
Kiefer Sutherland’in 1997 yılında yönetip oynadığı polisiye/gerilim/suç filmi. Başından sonuna kadar kesinlikle sıkmıyor. Bu türde yüzlerce film olabilir, hatta izlemişimdir ama bu kesinlikle içerinde en iyisi. Filmde çalınan müziklere ise âşık olunası. Vincent Gallo’nun oyunculuğu daima kusursuz.
Dark City (1998) IMDb 7.6
Çok çok özgün bir film. Hollywood’un zihinle tanışmasını sağlayan ilk filmlerden diyebilirim. Öncesi var mı bundan emin değilim. Görüntüsü, montajı ve işleyiş biçimi açısından yılına göre bence gayet muazzam bir bilim kurgu filmi. Atmosferi etkileyiciydi. Kiefer’ın hayat verdiği Dr. Daniel P. Schreber karakterine diyecek söz yok film boyunca rolünün hakkını nasıl verdiyse hızlı ve kesik kesik konuşması izlerken zevk alıyorsunuz.
Dark City’nin Director’s Cut adında yer alan bir filmi daha var ve final sahnesinden yanılmıyorsam 15 dakika daha uzun. Filmin bu versiyonunu bulamadım ama size Kiefer’ın etkileyici ses tonunun yer aldığı kesitten bir video bırakıyorum.
A Soldier’s Sweetheart (1998) IMDb 6.2
Vietnam’da piyade olan Rat, uzun bir hikaye anlattığını düşünen arkadaşlarına bir hikaye anlatıyor, ta ki tutarlı ayrıntıları ortaya koymaya ve neler yapabileceğini samimiyetle itiraf edene kadar. Farklı bir hikayesi vardı filmin. Vietnam’daki savaşa odaklanıyor ama nedense sonu bana istediğimi veremedi. Şöyle yorumlayabilecek isem ana teması kadınların bir savaşta nasıl tepki verebileceğini yönündeydi. Kiefer Sutherland ve Skeet Ulrich’in oyunculuğu çok başarılıydı.
Break Up (1998) IMDb 5.0
Filmin sonunu göreceğim diye 1 saat 40 dakika yerimde takla attım. IMDb 5.0 kıvamındaki 1998 çıkışlı Amerikan suç gerilim filmi. İzlettiriyor, özellikle filmde çalınan müzikler yılına göre kulağınıza hoş gelebilir.
Ground Control (1998) IMDb 5.7
Hikâyesi gerçekten heyecan vericiydi her ne kadar hava trafik kontrolü mesleğini tam net anlamasam da, izlerken o atmosferi bizzat yaşadım. Büyük sorumluluk ve stres gerekiyor hava trafik kontrolünü yönetmek en azından bunu anladım diyebilirim. Kiefer’ın diğer isimlerinin yanına Jack’i de eklesek bence fena olmazdı.
After Alice (1999) IMDb 5.3
Detektif filmleri mi? Başrolde Kiefer Sutherland varsa işte o tadından yenmez.
Woman Wanted (1999) IMDb 5.5.
Woman Wanted, Kiefer Sutherland’in yönetip (yönetmen kredisi Alan Smithee) oynadığı ve inanılmaz derecede kötü olan bir film. Kiefer’ın yönetmenliğini takdir ediyorum diğer iki filmleri çok iyi ama bu filmde o kadar çok sıkıcı şeyler vardı ki, diyaloglar inanılmaz zayıftı. Birbirlerine karşı yabancılaşmış baba-oğulun bir araya gelmesi için eve aldıkları kadınla birlikte olmaya çalışmasıydı.
Kiefer Sutherland, 2000–2010
Beat (2000) IMDb 5.6
Oyuncu kadrosuna bakıldığı zaman kesinlikle kötü olma ihtimali yok. Öyle çok beğenmiştim ki, zaten gerçek bir hikâyeden uyarlanmış olması akabinde oyuncuların performansından dolayı film başarılı. Kiefer Sutherland tarafından canlandırılan William Burrough karakterinin eşini nasıl öldürdüğünün hikâyesi anlatılıyor. İlgi duyanlar izleyebilir. Filmdeki oyunculara özellikle Kiefer Sutherland’e övgüler yağdırabilirim ama filmde Courtney Love, Norman Reedus, Ron Livingston’ın performansları da bir oldukça başarılı.
Picking Up the Pieces (2000) IMDb 4.8
Kadronun mükemmel olması iyi bir film olacağı anlamına gelmiyor maalesef. Filmi izleyip zevk almanız için kuru mizaha karşı ilgi duymanız lazım. Filmde açıkça bu gösteriliyor. Arkanıza yaslanıp gülmek için ideal bir yapım.
The Right Temptation (2000) IMDb 5.4
Büründüğü her rollerde başımı döndüren Kiefer Sutherland’in en nefis filmlerinden birisi olan The Right Temptation, kıskanç bir kadın, kocasından şüphelenmesi üzerine özel bir kadın dedektif tutmasıyla olaylar başlıyor. Filmin altında büyük bir gizem var ve bu filmde o gizemin yakalandığını düşünüyorum. Senaryosunu çok orijinal buldum. Ters köşe etti ve film kesinlikle sıkmadan izlettiriyor. Filmin içerisinde gelişen birçok detaya rastlamak mümkün. Kiefer ve Rebecca De Mornay’in karakter uyumu bu filmde oldukça seksi.
Cowboy Up (2001) IMDb 5.6
Canım aktörüm Kiefer Sutherland’in beni ağlattığı bir film. Bayağı ağladım. Herkes sevmeyebilir belki hatta benim de rodeolara karşı bir ilgim yok ama filmi izlerken olayların arkasında yaşananlardan dolayı hem keyif aldım hem de üzüldüm. Biri boğa binicisi, diğeri rodeo boğa güreşçisi iki kardeşin kendi alanındaki hikayeleri anlatılıyor. Aşk yüzünden çatışmalar da var filmde olmazsa olmaz. Filmin içindeki ortama hayran kaldım.
To End All Wars (2001) IMDb 7.0
Ernest Gordon’un kitabından uyarlanmış olması filmdeki görselliği net olarak yansımış. Aksiyon ve savaş değil de, biraz daha dram ve öykü üzerine durulduğu için ekstra keyif aldım. Esir kampı konulu film arayışında olanlara tavsiyemdir. Yer yer ağlattı.
24 / TV Series (2001–2014) IMdb 8.4
Filmlere mini bir ara verdiğimizde Kiefer Sutherland, Fox’un iddialı dizisi olmayı başaran 24 adlı dizinin başrol oyuncusu olarak televizyonda da kendini izlettirmeyi başarıyor. Dizinin genel izleyici kitlesi tarafından çok beğenilmesi, sürekli 24 hakkında herkesin sohbet etmesi ve gündemden düşmemesi, bununla birlikte diziye verilen ödüllere birlikte adından sıkça söz ettirmiş. Ben ne yazık ki diziyi 20. yılında keşfetmiş bulundum. Uzun soluklu bir dizi ve izleyip izlememe arasında kararsız kalırken, bütün sezonlarını izlemem yaklaşık 2 ay sürdü. Artık benim en sevdiğim dizi haline gelen 24 için söyleyeceğim tek şey, iyi ki keşfetmişim olacak. 8 sezon, 6–7 sezon arasında gerçekleşen 24: Redemption filmi ve 8. sezon sonrası 4 yıl aradan sonra 12 bölümle yeniden ekranlara dönen 24: Live Another Day kesinlikle gerilim dolu dizi arayışında olanlara tavsiye ediyorum.
Dead Heat (2002) IMDb 5.3
Atlara ilgi duyanların izleyebileceğini düşündüğüm Dead Heat, sıkmadan izlettiren bir Kiefer Sutherland filmi. Radha Mitchell ve Anthony LaPaglia filmin diğer isimler arasında.
Desert Saints (2002) IMDb 6.0
Desert Saints, bol aksiyon ve gerilim filmi. Kiefer Sutherland’in 24’daki oyunculuğuyla görebileceğimiz bir film aynı zamanda. O yönden keyif verdi. Dans sahnesi sizi kıpır kıpır edebilir. Bu filmi bu sene ikinci kez izledim ve iyi bir film olduğunu düşünüyorum. İhtişama dönüşen muhteşem sahneleri filmi izlemeye yetiyor da artıyor bile. Kiefer’ı Arthur Banks karakteriyle izlemek çok özel. Herkes olmasa da Sutherland hayranlarının kesinlikle bu filmi izlemesi gerekiyor.
Behind the Red Door (2002) IMDb 6.5
10 yıl birbirlerini görmeyen iki kardeşin hikayesi anlatıldığı Matia Karrell imzalı Behind the Red Door, başarılı tasarımcı ve kibirli eşcinsel olan Roy (Sutherland), kardeşi Natalie (Sedgwick)’ye AIDS olduğunu söyleyip yanında kalmasını istemesiyle olaylar gelişiyor. Belki de hayatımda izlediğim görsel ve duygu yüklü olarak en nefis film olduğunu söylemeliyim Behind the Red Door için. Sonlarına doğru kendinizi tutamayıp ağlamaya başlıyorsunuz. Sutherland’in bu filmdeki performansına büyük hayran kaldım.
Phone Booth (2003) IMDb 7.0
Filmin orijinal afişinde Kiefer Sutherland’in adı yazılmaması tek kusur olarak sayabileceğim Joel Schumacher filmi Phone Booth’ta Colin Farrell, Kiefer Sutherland, Forest Whitaker ve Katie Holmes gibi zengin isimlerin yer aldığı bu gerilim filmini izlerken kafayı yiyorsunuz. Tek bir mekanda geçen filmleri severim, filmi izlerken hiç sıkılmadım. Colin Farrell, telefon kulübesinin içinde oyunculuğun hakkını nasıl verdiyse telefonda onu yöneten acımasız Kiefer Sutherland’in eşsiz sesi filme ekstra keyif katıyor.
The Land Before Time X: The Great Longneck Migration (2003) IMDb 6.2
Kiefer’ın rahatlatıcı ses tonu vesilesi ile animasyon filmlere ilgi duymaya başladım. Evrendeki her şey bu adamın sesi ile yönetilebilir.
Paradise Found (2003) IMDb 5.7
Paradise Found, sanatı seçtiğinde başına neler geleceğini anlatan bir film. Ressam Paul Gauguin’in hayatı anlatılıyor. İzlediğim her filminde başımı döndüren Kiefer Sutherland yine oyunculuğunu konuşturmuş ve Paul Gauguin karakterini resmen arşa çıkarmış. “Where Do You Come From/What Are We/Where Are We Going?” sorularının üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Eski dönem filmlerini hep sevmişimdir.
L.A. Confidential (2003) IMDb 7.1
Sevdiğiniz aktörlerin bütün yapımlarına katlanın… Kiefer Sutherland hatırına katlandığım, 1950'lerin Los Angeles’ında yolsuzluğu ve gizemli bir eroin kaçakçılığı çetesini araştıran James Ellroy romanından uyarlanan L.A. Confidential’ın 50 dakikalık pilot bölümü. Kiefer, Kevin Spacey’in aynı isimli filmdeki karakteri Jack Vincennes’ı canlandırıyor. Proje iptal edilmiş. İzlediğimde pek beğenmemiştim zaten ama şans verilseydi en az film kadar güzel bir iş çıkardı kanımca.
NASCAR 3D: The IMAX Experience / Belgesel ( 2004) IMDb 6.9
Nascar yarışları meraklısı olmasam da, bu belgesel beni bayağı etkilemişti. 45 dakikalık belgesel seyirliğiyle oldukça hızlı akıyor bunu söyleyebilirim. Yarışa hazırlanış sürecindeki o ritüeller ve titizlik yarışın ne kadar da önemli olduğunu gösteriyor. Kiefer Sutherland tarafından sesiyle hayat verdiği belgesel elbette izlettiriyor.
Taking Lives (2004) IMDb 6.2
Angelina Jolie ve Ethan Hawke başrollü Taking Lives, polisiye gerilim türündeki en nefis filmlerden birisi. Afişe Kiefer Sutherland yazılmasına rağmen üzülerek söylemek istiyorum ki, maalesef 10 dakikalık bir performansı var. Karizmatik kötü adam rolünde Kiefer ve kendisine bu tip rollerin yakıştığını yukarıda da belirtmiştim. Filmde Kiefer Sutherland ne alâka diye meraklılar için yanılmıyorsam yönetmene sorulmuş, alınan cevap: “kısa rolü içinde sesi ile izleyiciyi etkileyecek karizmatik, korkutucu sesli biri gerekiyordu biz Kiefer’ı seçtik” açıklaması şeklinde. Konuk oyuncu kıvamında diyebiliriz.
The Flight That Fought Back / Belgesel (2005) IMDb 7.4
Kiefer Sutherland tarafından anlatılan bu belgesel, Discovery Channel’ın 11 Eylül’de kaçırılan fakat yolcuların çabaları ile boş bir alana düşürülen United Airlines 93 nolu uçuşunda yaşanan olayları konu ediyor. Kokpit konuşmalarından yolcu telefon görüşmelerine, benzeri kanıtlara dayanarak yeniden oluşturup dramatize edildiği özel belgesel.
River Queen (2005) IMDb 5.9
Filmde harmanlanan müzikler hoşuma gitmişti izlerken. Bir şekilde izlettiriyor kendisini lâkin senaryodaki kopukluk ve her ne kadar başrol oyuncusunun yanında Kiefer Sutherland’in adı yazsa da filmde neredeyse yarım saat görebiliyoruz. Yine canım sıkıldı bu duruma ama genel olarak film keyifliydi.
I Trust You To Kill Me / Belgesel (2006) IMDb 7.3
Şimdiye kadar izlediğim en iyi müzik belgesellerinden biriydi ve izlerken bu kadar eğleneceğimi düşünmemiştim. Acayip keyif aldım çünkü bu belgeseli izlerken Rocco DeLuca and The Burden adlı bir grubu keşfettim Kiefer Sutherland sayesinde. Kendisi grubun tur organizatörlüğünü üstlenmiş. Bu bile belgeseli izlettirebilir. En hoşuma giden de, grubun konseri için Kiefer’ın sokaktaki insanlara ücretsiz gerçekleşecek konsere davet etmesiydi. Hangi aktör böyle bir şey yapar ki diye düşünmedim değil. Sahne ekipmanlarını bile taşıdı tur boyunca. Gruba gelecek olursam eğer, yaptıkları müziğe büyük bir önem verdiklerine şahit oldum belgesel boyunca. Etkilenmedim ama büyülendim diyebilirim. Kiefer’ın grup için sarf ettiği cümleler gerçekten içtendi. İçinden geldiği gibi davrandı belgesel boyunca ve kendisine bir kez daha hayran kaldım. Bu belgeseli izlerken çok keyif alacağınızdan eminim.
The Sentinel (2006) IMDb 6.1
Herhalde 24 dizisini izlememiş olsam, bu filmde sırf Kiefer Sutherland oynuyor diye The Sentinel’e şans vermezdim. Kadroda da canımız Michael Douglas başrol paylaşıyor Kiefer ile birlikte. ABD hükümeti, suikast, federal ajan vb. kelimeleri içeren yapımları severseniz benden size tavsiye. Eva Longoria, Kim Basinger ve Martin Donovan filmin diğer yıldızları.
The Wild (2006) IMDb 5.2
Kiefer Sutherland başrollü animasyon film The Wild, izlerken/dinlerken çok keyif alacağınızın garantisini veriyor.
Dragonlance: Dragons of Autumn Twilight (2008) IMDb 4.9
Başrol olan sevdiğim aktörün birkaç dakika arz-ı endam etmesini (evet, sesiyle bile) hâlâ kabullenemiyorum. Kahramanlar filmi.
Mirrors (2008) IMDb 6.1
Kiefer Sutherland’li gerilim, korku ve gizem ile harmanlanan Mirrors, aynalardan hoşlanmayan biri olarak feci etki bıraktı. Alex Aja’nın yönettiği gerilim ve adrenalin dozunun yüksek olduğu en sevdiğim Kiefer Sutherland filmi. Bu filmi lütfen izleyin sonra teşekkür edersiniz. Kiefer, bu filmdeki Ben Carson karakteriyle adeta Jack Bauer’dır.
Bonus: Kiefer Sutherland’in sesiyle aktarılan Mirrors filminin yapımında yer alan mitolojiler hakkındaki tarihçe ve ilave ek olarak filmin usulüne göre gerçekleşen mini bir röportajı bırakayım. Filmin yönetmeni Alex Aja da yer alıyor. şuradan izlenebilir:
24: Redemption (2008) IMDb 7.5
Dizi sezonlarından bağımsız olarak düşünülmesin. Maalesef bu hatayı yapanlardanım. 24’un 6. sezondan sonra gelen 24: Redemption filmindeki geçen olaylardan sonra 7. sezona bağlıyor ve bu filmde Jack Bauer, kötü niyetli askeri eğitim için denetlediği çocukları yakalama emri verilen Afrikalı general ve hevesli diktatör Benjamin Juma ile yüzleşmesi üzerine.
Call of Duty: World at War / Video Oyunu (2008) IMDb 8.2
Bilgisayar oyunu olan Call of Duty için seslendirme olarak elbette Kiefer Sutherland yer alıyor. Oyun meraklılarına duyurulur.
Monsters vs. Aliens (2009) IMDb 6.4
Kiefer Sutherland ve Reese Witherspoon’un Feeeway filminden seneler sonra bu tatlı animasyon filmi için bir araya gelmelerine çok sevinmiştim. İkisinden Freeway tarzı bir film gelir mi biraz bunu düşüneceğim. Zengin kadronun seslendirme yaptığı bu sevimli animasyon filminde iyi bir vakit geçirmek için izlenebilir. Sadece çocukların izlemesi gerekmiyor.
Kiefer Sutherland, 2010–2020
Marmaduke (2010) IMDb 4.3
Marmaduke adlı bu animasyon filminde Kiefer Sutherland, Bosco adlı karakteri seslendiriyor. Owen Wilson sevenler kaçırmayacaktır.
Twelve (2010) IMDb 5.6
Filme başladığımda sıkıcı geleceğini zannederek kesin ilk yarıda kapatırım düşüncesiyle izlemiştim. Kiefer Sutherland’in filmde anlatıcı olması beni filme bağlayan en büyük detay oldu. Filmde sesiyle yer almasına rağmen sesini başrol oyuncularından daha çok duydum diyebilirim. Oyuncu kadrosu sizi filme bağlayabilir. Bir Joel Schumacher eseri. Kiefer’ın bu filmdeki güçlü anlatımı sizi filmin içine çekebilir. Joel’in yönetmenliği tutarlı ve akıcı olmasının yanı sıra, filmin içerisinde gelişen samimi ve dramı iyi yarattığını düşünüyorum. Bu film, bir uyuşturucu bağımlılığı ve kullanımının sonuçları hakkında güçlü mesaj veriyor. İnsanların karanlık tarafını bu hikayede görmeniz mümkün. Hayal kırıklığına uğramazsınız.
Melancholia (2011) IMDb 7.2
Lars von Trier sevdiğim bir yönetmen fakat bu filmi izlerken beni olduğundan fazla sıkmasıyla zor bitirmiştim. Kirsten Dunst, Alexander Skarsgard, Charlotte Gainsbpurg, John Hurt ve konuk oyuncu olarak yer alan Kiefer Sutherland gibi zengin kadrolu bu filmi neden yere göğe sığdıramadım bilmiyorum. İki kız kardeşin filmde geçen diyalogları beni pek yakalayamamıştı. Dünyanın sonu üzerine tabii bu film, o yüzden siz sevebilirsiniz belki. Görselliği gerçekten çok iyiydi. Özellikle o bir saat süren düğün beni benden aldı. Bazı filmleri ikinci kez izlemek gerekiyor iyice anlayıp kavramak için. Sinema dünyasının önemli filmlerinden biridir Melancholia.
The Confession Mini-Series (2011) IMDb 7.7
10 bölümlük mini-series tadında bir tetikçi ve bir rahibin, iyiliğin ve kötülüğün keşfini anlatıyor. O kadar hayran kalmıştım ki, izlerken çok gerildim ve Kiefer Sutherland & John Hurt ile olan baba-oğul performansı beni epey ağlattı. Olaylar gelişirken iki karakteri iyice tanımamızı sağlıyor. Birkaç sezon çekilmesi gereken bir yapımmış.
“Tanrı görmezden gelirken zulüm içinde acı çekerek nasıl bir hayatımız olabilir?”
Touch TV Series (2012–2013) IMDb 7.3
Uzun soluklu 24’dan sonra 2 sezonluk Fox dizisi olan Touch’ta başrol olarak izlediğimiz Kiefer Sutherland, otistik oğlu Jake (David Mazouz)’in olayları gerçekleşmeden önce gördüğünü fark eden bir baba olan Martin Bohm’ı canlandırdığı dizi. Pilot bölümüne özellikle bakmanız gerekiyor. 2. sezonun son bölümlerine doğru aceleye geldiğini anladığımda meğer 3. sezon iptal edildiğinden dolayıymış. 3. sezonu kesinlikle hak eden bir yapımdı. David Mazouz’u aslında çoğu kişi Gotham dizisinden tanısa da, Touch dizisindeki bu nefis performansını bizlere çok iyi aktardığını düşünüyorum.
The Reluctant Fundamentalist (2012) IMDb 6.9
Zengin oyuncu kadrosunun yer aldığı, gerçekçi detaylar ve muhteşem oyuncu seçimiyle beni oldukça memnun eden, Pakistanlı yazar Mohsin Hamid eseri uyarlaması The Reluctant Fundamentalist, Pakistanlı Changez (Riz Ahmed)’in ülkesinde yaşanan rehin alma olayı nedeniyle yaşadığı zorlukların aksine, Amerikalıların kendisine karşı olan yaklaşımı konu almakta. Çekimlerin bir kısmı İstanbul’da yapıldığı için ekstra keyif almamın yanı sıra akabinde Riz Ahmed, Kiefer Sutherland ve Haluk Bilginer’i aynı sahnede rol paylaşmalarına büyük hayran kaldım. Kiefer’ı tanımasam asla bu filmden haberim olmayacaktı. Minnettarım her zamanki gibi.
Pompeii (2014) IMDb 5.5
Görsel efektleri ve aksiyon sahneleri ile benden tam not alan Pompeii, güçlü oyuncu kadrosuyla kesinlikle IMDb 5.5 puanını hak etmiyor. Kit Harington’ın oyunculuğunu çok beğendim. Dövüş öncesi arenadaki hazırlık ve ritüeller muazzam olmakla kalmayıp Roma ve Pompeii ihtişamı bence çok güzeldi. Kiefer Sutherland’in senatör karizması gözlerimi kamaştırdı. Bana göre ortalama bir film. Görsellik ve Roma güzelliği arayanlara elbette tavsiye ederim. Kiefer Sutherland aşkımdan bu yıl ikinci kez izledim çünkü kendisine kötü karakter rolü inanılmaz yakışıyor. Pompeii’nin hikayesini bilenler bilir, üzücü hikaye olmasının yanı sıra bunu görselleriyle müthiş yansıtıldığını düşünüyorum.
Marked (2014) IMDb 6.6
Yarım saatlik bu mini filme ait maalesef bir afiş mevcut olmadığından Kiefer Sutherland’in sahnesini bırakıyorum. Hiçbir yorum görememek beni üzmüştü. Çok tatlı ve iç açıcı bir film.
Forsaken (2015) IMDb 6.3
Western ve Dram bir araya gelirse nasıl olur sorusunun cevabı bu filmde çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum. Donald Sutherland & Kiefer Sutherland’in filmde baba-oğul ilişkisinin bu kadar yoğun duyguyla anlatıp hissettirmelerinden dolayı çok keyif aldım. Filmin diğer yıldızları Demi Moore, Micheal Wincott ve Brian Cox’u da görmek mümkün. Filmin yönetmeni, 24’un önemli simalarından yapımcı Jon Cassar.
Mini bonus: Rammstein in Amerika / Belgesel (2015) IMDb 8.2
Rammstein’ın 2015 yılında yayınladığı kariyerlerine dair olan özel Rammstein in Amerika belgeselinde grup hakkında samimi açıklamalarda bulunan Kiefer Sutherland’in 5–10 dakikalık konuşması yer alıyor. Aslında Kiefer’ı ve yapımlarını keşfetmeden önce şans eseri bu belgeseli izlerken tanışmışım. Tesadüfler.
Zoolander 2 (2016) IMDb 4.7
Kadronun yarısı ünlüler geçidi olan Zoolander serisinin 2. filminde Kiefer Sutherland’i, mini bir performansıyla izliyoruz.
Müzik
Kiefer Sutherland – Down in a Hole (2016) Ironworks Music
Kiefer Sutherland, etkili müthiş sesini artık müzik için de kullandığını belirtmemde fayda var. Yapımlarını keşfettikten sonra iyice araştırmalarımın sonucu kendisinin Country sanatçısı olduğunu öğrendiğimde çok sevinmiştim. Kiefer’ın bende büyük etki yapan o karizmatik sesini, şarkı söylerken nasıl olacak hissiyle YouTube’dan adını aratarak karşıma çıkan ilk şarkı Can’t Stay Away’di.
Albümde çekilen I’ll Do Anything, Not Enough Whiskey, Can’t Stay Away, Shirley Jean adında video klipleri var. Kiefer Sutherland hem aktör, hem yapımcı, hem prodüktör, hem yönetmen hem de müzisyen kimliği ile benim gönlümü kazanmış bir isim. Bunca işi büyük titizlilik ile yapması ciddi anlamda takdire şayan.
Designated Survivor TV Series (2016–2019) IMDb 7.5
*Afiş, 3. sezona ait.
Kiefer Sutherland’in Amerikan başkanı Tom Kirkman’ı canlandırdığı Designated Survivor, özellikle ilk iki sezonu kesinlikle bir dizi için çok fazla iyi. Kiefer bu dizide kendi havasını katmakta ve bir o kadar da kendini izlettirmektedir. İlk sezon itibari ile 24 havası estirdiğinden dolayı çok seveceğinizi düşünüyorum. ABC dizisi olan Designated Survivor, 2. sezon sonunda veda etmiş, sonrasında Netflix dizi haklarını satın alınca 10 bölümlük 3. sezon izleyicileriyle buluşmuş. Netflix’in elinde maalesef 3. sezon aşırı berbattı.
Where is Kyra? (2017) IMDb 5.6
Karanlık bir dram filmi. Film kısa olsa da amacı olmayan bazı görüntüler üzerinde çok durulduğu için filmin süresi size uzun gelebilir. Michelle Pfeiffer seçimi ne kadar iyi olabilir bilmiyorum ama oyunculuğu kusursuzdu. Kiefer Sutherland’i seyretmek ise enfes.
Flatliners (2017) IMDb 5.2
Keşke 1990 yapımının devam filmi olsaymış da, eski kadroyu 2017 halleriyle izleseymişiz diye diye hayıflanarak izlediğim Flatliners, daha ileriye götüren ve daha iyi fikirler oluşturabilen bir film olabilirdi eski kadroyla. Kiefer Sutherland hayatımın başhekim Dr. Barry Wolfson karakteriyle filme katkıda bulunması güzel. Elliot Page ve Nina Dobrev bayağı götürmüş filmi. Öyle yorumlayabilirim. Bu filmde korku öğeleri yok ama bilimkurgu ve gerilimi hissettiriyor. İyi başlıyor ama sonrası biraz sıkabilir, bazı sahneleri atlamak zorunda kalmıştım.
Names on the Cup / Belgesel (2017) IMDb 8.6
Stanley Kupası üzerine kupayı kazanan oyuncularla yapılmış röportaj ve Kiefer Sutherland’in anlatımıyla aktarılan şahane bir belgesel. Hokey hayranı iseniz 1 saat 40 dakika epey doyuruyor. Kupayı kazananların öyle bir hikayesi var ki, kupanın kendine has bir gizemi olmasının yanı sıra aktarılan bu belgeselde bu ikonik kupa hakkında iyice bilgi sahibi oluyorsunuz.
Kiefer’ın hokey hayranı olduğunu biliyorum. Belgeselde anlatıcı olarak yer alması elbette izlettiriyor.
Kiefer Sutherland – Reckless & Me (2019) BMG
Kiefer Sutherland’in 2. müzik albümü Reckless & Me BMG etiketiyle 2019 yılında yayınlandı. Prodüktör ve şarkı yazımında en yakın arkadaşı olan Jude Cole ile birlikte yaptı. Jude Cole ile tanışmaları 90’lı yıllara dayanır. Kiefer’ın yönettiği filmlerin soundtrack’lerinde Jude Cole şarkıları yer alır. Albümün açılış şarkısı Open Road, Jude Cole’un Start the Car albümünde mevcut. Şarkıyı hem Jude Cole’dan, hem de Kiefer Sutherland’den dinlemek çok farklı bir duygu. Sound oldukça kulağa hoş gelmekte. Albümden Open Road, Something You Love, This is How It’s Done video klipleri mevcut.
Kiefer Sutherland, 2020-Günümüz
The Fugitive (2020) IMDb 5.6
Quibi yapımı The Fugitive 6–8 dakika arasında süren, 1 sezon 14 bölümlük muhteşem bir dizi. Senaryo, oyunculuk ve diyalogların tavan yaptığı bu diziyi şiddetle tavsiye ediyorum. Dizide bir sürü gönderme var. “yalan haber” kavramı çok çok iyi işlenmiş, bunun yanında sürükleyici ve heyecanlı olması diziyi daha da güzel kıldığını düşünüyorum. Boyd Holbrook’un performansını kesinlikle görmeniz lazım. Kiefer Sutherland’in yapımlarını izlemeye söz verdiğim için elbette bu dizisini kaçıramazdım. Kendisi acayip yakışmış diziye. Kedi fare oyunu ve katil kim kavramı yapımları seven varsa bence tereddüt etmeden bakabilir.
A Creepshow Animated Special: Survivor Type/Twittering from the Circus of the Dead (2020) IMDb 6.2
Creepshow filmleri nasıldır tam olarak bilmiyorum ama Creepshow Shudder serisini beğenmiştim. Animasyon olduğu için izlerken hiç yabancılık çekmedim. İlk hikayede bir adam ıssız bir adada hayatta ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak için her şeyi göze alırken, diğer hikayede ise dünyada olan en ciddi gösterisine giden bir gencin ailesini konu alıyor. Hikaye iki bölümden oluşuyor ve ilk bölüm Kiefer Sutherland’in sesinden izliyoruz. Sutherland’in seslendirmeyi bu kadar iyi yapmasına tekrar ve tekrar hayran kalıyorum.
Minik bilgi olarak:
Kiefer Sutherland, The Simpsons serisinin 3 bölümüne konuk oyuncu olarak seslendirme yaptı.
Amazing Stories’e ait The Mission adlı bölümünde Kevin Costner ile başrol paylaştı.
Kiefer Sutherland, 24 dizisiyle gelen yükselişle televizyon dünyasının en çok kazanan aktörü olarak biliniyor.
Yönetmen kimliği ile Kiefer Sutherland, The Lifehouse grubunun Broken şarkısının video klibini yönetti.
Kiefer Sutherland, eski Saskatchewan Başbakanı Tommy Douglas’ın torunu.
Kiefer Sutherland, Verbena grubunun Way Out West klibinde oynamaktadır.
Kiefer Sutherland, 2014 yılında, ünlü bilgisayar oyunu Metal Gear Solid: V: Ground Zeroes ve 2015 yılında ise Metal Gear Solid V: The Phanton Pain oyununda Big Boss karakteriyle hem yüz yakalama hem de seslendirme yaptı.
Kiefer Sutherland — Bloor Street (2022)
Kiefer Sutherland, 1 Ekim tarihinde yeni şarkısı Bloor Street’i hayranlarıyla buluşturmuş ve öncesinde 3. stüdyo albümün geleceğinin müjdesini sosyal medya üzerinden vermişti. Video klibinde çocukluk fotoğrafları, Toronto’nun retro görüntüleri ve stüdyodan şarkısını aktaran Kiefer Sutherland’in bu yönünü şarkılarla aktarmasını seviyorum. Kendisini her geçen gün daha da iyi tanıyor, yüzündeki o enerjiyi anlayabiliyorum. Şarkılarını söylerken ki o müthiş duygusu yüzündeki ifadesinde belli oluyor. 3 müzik albümle ilgili inceleme yazımı aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.
The Contractor (2022) IMDb 5.8
Yönetmen Tarik Saleh’in müzik videoları çektiğini biliyordum, The Contractor’daki yönetmenliğini ekstra sevdim ama film o kadar kısa sürdü ki, bazı olaylar hep havada kalarak anlatılmak istenen hikaye seyirciye net aktarılamadığını düşünüyorum. Görsel efektleri gerçekten iyiydi, sadece aksiyonunu az buldum. Kiefer’ın kötü adam rollerinin çok yakıştığını söylemiştim, bu filmde de yanıltmadı beni. Kendisinin bütün işlerini izlemiş biri olarak adamı o kadar iyi ezberledim ki, canlandırdığı karakterler bana artık yabancı gelmiyor. O yüzden aşığım bu adama. Chris Pine ve Ben Foster’ın arkadaşlıkları övülüyordu. Bu filmde kendilerini de ilk kez izlemiş oldum, denildiği kadar da varmış. Oyunculukları çok başarılı özellikle Chris için mükemmel bir aktör olduğunu yazmadan geçmek istemiyorum.
The First Lady (2022) IMDb 7.2
Aaron Cooley tarafından yaratılan Amerikan antoloji drama dizisi The First Lady, Michelle Pfeiffer, Viola Davis ve Gillian Anderson’ın canlandırdığı üç First Lady’nin hayatını ve aile olaylarını anlatıyor. Her bir bölümünde ayrı güzelleşen dizi, özellikle güçlü kadrosundan dolayı mutlaka şans verilmesi gerekiyor. 3 liderin şahane performansına şahit oluyoruz. Başrol isimlerinden en çok Gililan Anderson’ın oyunculuğunu sevdim. Gillian Anderson, Elenaor Roosevelt karakterini canlandırıyor ve eşi Franklin D. Roosevelt karakteri ise Kiefer Sutherland’in müthiş oyunculuğuna emanet. Dizideki karakterini hem seyirci hem hayranı olarak deneyimlemek beni oldukça mutlu etti. 2. sezon onayını almadan 10. bölümle veda etti dizi.
Rabbit Hole (2023) IMDb 7.7
2022 Şubat ayında Kiefer Sutherland’in casus gerilim yapımı Rabbit Hole’da oynayacağı yönünde haberler çıkmış ve aynı yıl dizi için çekimlere başlanmıştı. Bu yılın başlarında şekillenen haberlerle dizinin çekimleri bitmiş ve yayın tarihi olarak 26 Mart’ta Paramount+ üzerinden buluşacağına dair paylaşımlar yapılmıştı. 2 hafta önce dizi ilk iki bölümle ekranlarda seyircisiyle buluştu. Kiefer Sutherland, Meta Golding, Charles Dane, Enid Graham başrollerde. 70'lerin casus gerilim teması 8 bölümlük işlenecek Rabbit Hole, 2023'ün adından sıkça söz ettireceğine benziyor.
They Cloned Tyrone (2023) IMDb 6.6
Siyah insanlar üzerindeki üzücü gerçek hayattaki deneylerden ve yaygın komplo teorileriyle bir dizi kaynaktan ilham alıp John Boyega, Teyonah Parris ve Jamie Foxx üçlüsünü bir araya getiren They Cloned Tyrone, 2023'ün gölgede kaldığını düşündüğüm Netflix kataloğuna eklenen bir çalışma. Konuk oyuncu kıvamında izlediğimiz Kiefer Sutherland‘i ise bir yerden sonra filmi toparlaması epey hoşuma giderken özlediğim oyunculuğu ile sahalarda görmek çok keyiflendirdi.
The Caine Mutiny Court-Martial (2023) IMDb 6.9
Kiefer’ın bütün filmlerini seyretmiş biri olarak ortaya koyduğu en iyi performansın bu film olduğunu gönül rahatlığıyla garanti verdiğim William Friedkin imzalı The Caine Mutiny Court-Martial, Herman Wouk‘un 2. Dünya Savaşı’ndan kalma harap bir gemideki anlaşmazlığı konu alan Pulitzer ödüllü romanından uyarladığı filmin yerini, hikâyenin çağdaş bir versiyonuna bırakarak Basra Körfezi’ndeki gerilimine ışık tutuyor.
Kiefer Sutherland’i 2023–2024 yapımlarında yer alacağını biliyorum ama bazılarının netlik payı olmadığından 2023 sonu 2024 başlarında zaman her şeyi gösterecek diyerek yazıya son veriyorum.
Herhangi bir proje geldiğinde yazı güncellenecektir.
